Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı
17 Eylül 2011 Cumartesi
16 Eylül 2011 Cuma
WAITING FOR A MIRACLE
Baby, I've been waiting,
I've been waiting
Night and day
I didn't see the time,
I waited half my life away
There were lots of invitations
And I know you sent me some,
But I was waiting
For the miracle,
For the miracle to come
I know you really loved me
but, you see,
my hands were tied
I know it must have hurt you,
it must have hurt your pride
to have to stand
beneath my window
with your bugle
and your drum,
and me I'm up there waiting
for the miracle,
for the miracle to come
Ah I don't believe you'd like it,
You wouldn't like it here
There ain't no entertainment
and the judgements are severe
The Maestro says it's Mozart
but it sounds like bubble gum
when you're waiting
for the miracle,
for the miracle to come
Waiting for the miracle
There's nothing left to do
I haven't been this happy
since the end of World War II
Nothing left to do
when you know
that you've been taken
Nothing left to do
when you're begging for a crumb
Nothing left to do
when you've got to go on waiting
waiting for the miracle to come
I dreamed about you, baby
It was just the other night
Most of you was naked
Ah but some of you was light
The sands of time were falling
from your fingers and your thumb,
and you were waiting
for the miracle,
for the miracle to come
Ah baby, let's get married,
We've been alone too long
Let's be alone together
Let's see if we're that strong
Yeah let's do something crazy,
Something absolutely wrong
While we're waiting
For the miracle,
for the miracle to come
Nothing left to do ...
When you've fallen
on the highway
and you're lying
in the rain,
and they ask you
how you're doing
of course you'll say
you can't complain
If you're squeezed
for information,
that's when you've got to
play it dumb:
You just say
you're out there waiting
for the miracle,
for the miracle to come
Ah baby, let's get married,
We've been alone too long...
I've been waiting
Night and day
I didn't see the time,
I waited half my life away
There were lots of invitations
And I know you sent me some,
But I was waiting
For the miracle,
For the miracle to come
I know you really loved me
but, you see,
my hands were tied
I know it must have hurt you,
it must have hurt your pride
to have to stand
beneath my window
with your bugle
and your drum,
and me I'm up there waiting
for the miracle,
for the miracle to come
Ah I don't believe you'd like it,
You wouldn't like it here
There ain't no entertainment
and the judgements are severe
The Maestro says it's Mozart
but it sounds like bubble gum
when you're waiting
for the miracle,
for the miracle to come
Waiting for the miracle
There's nothing left to do
I haven't been this happy
since the end of World War II
Nothing left to do
when you know
that you've been taken
Nothing left to do
when you're begging for a crumb
Nothing left to do
when you've got to go on waiting
waiting for the miracle to come
I dreamed about you, baby
It was just the other night
Most of you was naked
Ah but some of you was light
The sands of time were falling
from your fingers and your thumb,
and you were waiting
for the miracle,
for the miracle to come
Ah baby, let's get married,
We've been alone too long
Let's be alone together
Let's see if we're that strong
Yeah let's do something crazy,
Something absolutely wrong
While we're waiting
For the miracle,
for the miracle to come
Nothing left to do ...
When you've fallen
on the highway
and you're lying
in the rain,
and they ask you
how you're doing
of course you'll say
you can't complain
If you're squeezed
for information,
that's when you've got to
play it dumb:
You just say
you're out there waiting
for the miracle,
for the miracle to come
Ah baby, let's get married,
We've been alone too long...
DÜŞÜNCELER
Durmaksızın yürüyorum bu kıyılarda,
kumla köpüğün arasında.
Yükselen deniz ayak izlerimi silecek,
rüzgar köpüğü önüne katacak,
ama denizle kıyı daima kalacak.
Bugünün acısı, dünün hazzının anısıdır.
Anımsamak bir tür buluşmadır.
Unutmak ise bir tür özgürlük.
Yüreğimdeki mühür
kalbim kırılmadan çözülebilir mi?
Sevgililer birbirlerinden çok
aralarındakini kucaklarlar.
Arkadaşlık her zaman için
tatlı bir sorumluluktur,
asla bir fırsat değil.
Ancak büyük bir acı veya büyük bir sevinç
senin gerçeğini açığa çıkarabilir.
İşte böyle bir anda
ya güneş altında çıplak danset,
ya da çarmıhını taşı.
İnsanlık, sonsuzluğun dışından
sonsuzluğa akan bir ışık nehridir.
Şafağa ancak
gecenin yolunu izleyerek ulaşılabilir.
Gariptir ki,
kimi zevklerin tutkusudur,
acılarımızın bir kısmını oluşturan.
Kişinin hayal gücüyle, düşlerinin gerçeklesmesi arasındaki mesafe,
yalnızca onun yoğun isteğiyle aşılabilir.
Cennet orada,
şu kapının ardında,
hemen yandaki odada;
ama ben anahtarı kaybettim.
Belki de sadece koyduğum yeri unuttum.
Kuş tüyünde uyuyanların düşlerinin,
toprak üzerinde uyuyanlarınkinden
daha güzel olmadığı gerçeğinde,
yaşamın adaletine olan inancımı
yitirmem mümkün mü?
Bana kulak ver ki,
sana ses verebileyim.
Karşındakinin gerçeği
sana açıkladıklarında değil,
açıklayamadıklarındadır.
Bu yüzden onu anlamak istiyorsan,
söylediklerine değil,
söylemediklerine kulak ver.
Söylediklerimin yarısı beş para etmez;
ama ola ki diğer yarısı sana ulaşabilir
diye konuşuyorum.
Yalnızlığım, insanlar geveze hatalarımı övüp,
sessiz erdemlerimi eleştirmeye
başladığında doğdu.
Bir gerçek her zaman bilinmek,
ama ara sıra söylenmek içindir.
İçimizdeki gerçek olan sessiz,
edinilmiş olan ise gevezedir.
İçimdeki yaşamın sesi,
senin içindeki yaşamın
kulağına ulaşamaz.
Yine de kendimizi yalnız
hissetmemek için konuşalım.
Sözcüklerin dalgası
hep üstümüzde olsa da,
derinliklerimiz daima dinginliğini korur.
Yaşam kalbini okuyacak
bir şarkıcı bulamazsa,
aklını konusacak
bir filozof yaratır.
Zihnimiz bir süngerdir,
yüreğimizse bir nehir.
Çoğumuzun akmak yerine,
sünger gibi emmeyi seçmesi ne garip!
Eger kış,
'Baharı yüreğimde saklıyorum'
deseydi, ona kim inanırdı?
Her tohum bir özlemdir.
Öğretilerin çoğu pencere camı gibidir.
Arkasındaki gerçeği görürsün,
ama cam seni gerçekten ayırır.
Haydi seninle saklambaç oynayalım.
Yüreğime saklanırsan eğer,
seni bulmak zor olmaz.
Ancak kendi kabuğunun
ardına gizlenirsen,
seni bulmaya çalışmak
bir işe yaramaz.
Neşeli yüreklerle birlikte
neşeli şarkılar söyleyen
kederli bir kalp ne kadar yücedir.
Yürüyenlerle birlikte yürümeyi yeğlerim,
durup yürüyenlerin geçişini seyretmek değil.
Hayır, boşuna yaşamadık biz!
Kemiklerimizden kuleler yapmadılar mı?
Özel ve ayrımcı olmayalım.
Unutmayalım ki, şairin aklı da,
akrebin kuyruğu da gururla
aynı yeryüzünden yükselir.
Evim der ki, 'Beni bırakma,
çünkü burada senin geçmişin yaşıyor.'
Yolum der ki, ' Gel ve beni izle,
çünkü ben senin geleceğinim.'
Ve ben hem eve, hem de yola derim ki,
'Benim ne geçmişim,
ne de geleceğim var.
Eğer kalırsam,
kalışımda bir ayrılış vardır;
gidersem,
ayrılışımda bir kalış.
Yalnızca sevgi ve ölüm
her şeyi değiştirebilir.'
Daha dün, yaşam küresi içinde
uyumsuzca titreşen bir kırıntı
olduğumu düşünürdüm.
Şimdi biliyorum ki,
ben kürenin ta kendisiyim,
ve uyumlu kırıntılar halinde
tüm yaşam içimde devinmekte.
Adlandıramadığın nimetleri özlediğinde,
ve nedenini bilmeden kederlendiğinde,
işte o zaman büyüyen her şeyle
beraber büyüyecek ve
üst benliğine uzanacaksın.
Ağaçlar yeryüzünün
gökkubbeye yazdığı şiirlerdir.
Ama biz onları devirir ve
boşluğumuzu kaydedebilmek için
kağıda dönüştürürüz.
Güzelliğin şarkısını söylersen eğer,
çölün ortasında tek başına olsan bile
bir dinleyicin olacaktır.
Esin daima şarkı söyler;
asla açıklamaya çalışmaz.
En büyük sarkıcı,
sessizliğimizin şarkısını söyleyendir.
Eğer ağzın yemekle doluysa
nasıl şarkı söyleyebilirsin?
Ve eğer elin altınla yüklüyse,
şükretmek için nasıl kaldırabilirsin?
Sözler zamansızdır.
Onları zamansızlıklarını bilerek
söylemeli ya da yazmalısın.
Şiir bir düşüncenin ifadesi değildir.
O, kanayan bir yaradan
veya gülümseyen bir ağızdan
yükselen bir şarkıdır..
HALİL CİBRAN
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)